Kendisi Türkiye'nin en önemli graffiti writer larından birisidir.Kendine has bir graffiti tarzına sahiptir.Temelli olarak Almanya ya taşındı.Bizi kırmayıp bu röportajı yaptığı için kendisine teşekkür ediyoruz.
1- Bakeroner adı nereden geldi ? Bu ismin önemli bir anlamı varmı ? Bizimle hikayesini paylaşırmısın ?
Özel bir anlamı bulunmuyor açikçası. 2005 yılında, daha önce kullandığım muhtelif isimler yerine daha düzgün bir isim bulmam gerektiğini düşündüm ve “Maker” yazmaya karar verdim. Fakat daha sonra M harfinin hoşuma gitmediğini farkedip farklı bir harf ile değiştirip “Baker” olarak karar kıldım.
2- Ne zamandır graffiti yapıyorsun ?
1999’dan bu yana, yaklaşık olarak 20 yıldır grafiti ile uğraşıyorum
3- Graffiti yapmaya başlamana ne sebep oldu ? Kısaca graffiti başlangıç hikayeni bizimle paylaşırmısın ?
Çocukluğumda, herkesin okul kitaplarındaki resimlere sakal bıyık çizdiği dönemlerde ben harfler ile ilgilenir süslemeler, bloklar yapardım. Daha sonra ülkemizdeki bir çok kişi gibi Blue Jean dergisinin bir sayfasını keşfetmem ile grafiti hayatım başlamış oldu. Hemen sınıf arkadaşlarımla bir grup kurduk ve yapı marketten bulduğumuz ucuz boyalarla boş bulduğumuz duvarları boyamaya başladık. Uzun bir sure de grafiti kültüründeki terimlerden kurallardan habersiz olarak boyamalara devam ettik. Ta ki 2005 yılında liseyi okuduğum Kahramanmaraş’tan Adana’ya dönüp oradaki arkadaşlarımla tanışana kadar.
4- En son ne zaman bişiler boyadın ve bu neydi ?
En son boyamak için İsviçre’ye gittim ve orada uzun yıllar arkadaşlığımız olan Dheno ve Berlin’in eski okul Türk sanatçılarından olan Saet ile bolca zaman geçirip yerel sanatçılar ile duvarlar boyadık. 3 Duvar ve 1 atıl tren boyadık, bir de bir takım bubble ve tipografi işleri yaptım hızlıdan.
5- Gerçekten akıcı ve tam anlamıyla harf tasarımına sahip bir stilin var ? Sitilinin gelişim sürecini ve senin için varsa kırılma noktanı bizimle paylaşırmısın ?
2006 yılına kadar farklı farklı tarzlarda çizimler yapıyordum, belirgin bir tarza sahip değildim ki bu konuda yeterli bilgiye de sahip değildim fakat 2006 yılında yaptığım bir taslak esnasında tevafukun harfin ortasına bir çizgi attım ve bu çok hoşuma gitti. Bunu devam ettirmem gerektiğini düşünüp her çizimime eklemeye başladım. Bunu yanı sıra hat sanatı, kaligrafi ve tipografiye olan ilgim sebebiyle bol bol harfler üzerine çalışıp kafa yordum. Bu da zamanla elinizin oturmasına vesile oluyor.
6- Son zamanlar dijital graffiti noktasında baya güzel ve ciddi projelerde çalışmalar yaptın.Bu dijital platformun senin stilinde ne gibi faydaları oldu?
Dijital aletlerin grafiti konusundaki en önemli faydası süreci hızlandırmasıdır. Yani kağıt kalem ile çizim yaparken 5 saatinizi alacak bir çizim dijitalde 2-3 saatte bitebilir. Ayrıca renk denemeleri, harf formlarını eğip bükmek gibi seçenekler kolaylıkla yapılabildiğinden daha iyi sonuçlar almanızı sağlıyor. Bazı genç arkadaşların düşündüğü gibi programlar otomatik olarak style çizmiyor, yine her şey sizin azminize, yoğun çalışmanıza ve yeteceğinize bağlı.
7- Beğendiğin sanatcılar varmı ? yerli veya yabancı bizimle paylaşırmısın ?
İşlerini beğendiğim çok fazla isim var açıkçası gerek yerli gerek yabancı, birinin ismini zikredip diğerini unutmak iyi olmayacağından isim vermeden geçmek daha iyi olacaktır.
8- Graffitinin hayatındaki etkileri neler? Sana ne gibi faydaları oldu ?
Orta okul yıllarından bu yana genel olarak hayatımda büyük bir yere sahip olmuştur. Arkadaşlarım işim ilişkilerim genelde graffiti vesilesi ile meydana geldi. Tabi bu bazı noktalarda faydalı olurken bazı noktalarda da zararı dokundu.
9- Graffiti yapan yeni veya eski arkadaşlara ( stil veya karakter ) ne gibi tavsiyelerin var ?
Harf anatomilerini iyi anlamaya çalışmalarını ve bu anatomileri bozmadan farklı harfler üretmeye çalışmalarını tavsiye ediyorum. Çünkü grafitinin aslı harftir. Diğer bir deyişle ben grafitiyi “Sokak Tipografisi veya Kaligrafisi” olarak tanımlıyorum Ama normal tipografi veya kaligrafi kadar disiplinli değil. Sokağın düzensizliğini bu yazı sanatlarının disiplinleri ile iyi bir şekilde harmanladığınız zaman sağlam tarzlara sahip olabiliyorsunuz.
10- Unutamadığın veya aklına geldiğinde yüzünü güldüren bir anını bizimle paylaşırmısın ?
Tabii ki. Adana’da uzun süre internet üzerinden konuştuğum yaşça benden genç bir arkadaşla görüşme ayarladık ve bir kaç ortak arkadaş eşliğinde görüştük, sanırım yıl olarak 2007 veya 2008 olmalı. Buluştuğumuzda kendisinin çok şaşkın olduğunu aradan aylar yıllar geçtikten sonra anlattı bana. Sebebiyse internette ve Adana’daki duvarlardan işlerimi bilip beni yoğun şekilde takip etmesine rağmen daha önce yüzümü görmediğinden, gelecek kişinin Cope2 gibi iri yarı kolları dövmeli gangster tipli birisi olmasını bekliyormuş. Ama karşısına zayıf, ayağında sandalet kapri şort ve çizgili tişörtlü sıradan birisi gelince baya bi şaşırmış. :D Bunu her anlattığında kahkahalarla gülerdik.
11- Bu soru senin özgür olduğun ve aklına gelen her şeyi yazabileceğin soru ( tavsiye , sitem , sosyal mesaj ) aklına gelen her şeyi yazabilirsin biz sadece seni dinliyoruz.
Anlatmaya başlarsak bitmez :) Yeni başlayan arkadaşlara bol bol çizmelerini ve acele etmemelerini tavsiye ediyorum. Selamlar, saygılar…
Sanatçının güncel çalışmaları için ,
Web sayfası için ; www.bakeroner.com
İnstagram sayfası için ; instagram.com/mr.bakeroner/
Youtube sayfası için ; youtube.com/bakeroner